4 Haziran 2010 Cuma

Keçi Sütü: Ab-ı Hayat


Meranın kapısında meraklı gözler karşılıyor sizi ilkin; biraz tedirgin...Saanen keçilerin büyük bir kısmı meranın farklı yerlerinde otlamakta... Dikenler ve çalılar en fazla rağbet gören gıdalar Saanenlerin nezdinde...Arada bir boğazlarına takılan dikenlere hiç aldırmadan; ufak bir öksürük refleksiyle diken problemini halledip yeme eylemlerine devam ediyorlar keyifle...


Saanen keçiler sakin, insan canlısı hayvanlar... Varlığınızdan hiç bir şekilde olumsuz etkilenmeden günlük rutinlerini sürdürüyorlar. Arada sizinle hasbihal etmek istercesine yanınıza sokulmayı da ihmal etmiyorlar.


Sadace Saanenler değil çiftliğin müdavimleri... Kazlar, tavuk ve horozlar da meradaki salınımlarına devam ediyorlar... Kazları biraz uzaktan seyretmekle yetiniyorum; çığlıkları beni uzak tutmaya yetiyor.


Oysa Saanenlerin arasında dolaşmak müthiş bir enerji veriyor insana... İnanılmaz pozitif enerjileri var. Çiftlikte kaldığımız süre zarfında çok hoş bir olaya da tanık olduk yine... Yeni bir hayat daha başladı dün... Tüm yeni başlangıçlar gibi keyifli; ama bir o kadar da zorluydu elbette...


Annenin sancıları bebeğin gelişini müjdeledi ilkin... Ardından anne, merada kendine kuytu bir yer bulup; akışa bıraktı kendini; tüm canlıların varoluş sürecinde olduğu gibi bir başına... Anneye bahşedilen, genlerinde saklı o muazzam direnme gücüyle bu sürecin üstesinden geldi anne; doğanın kanunu işledi ve bir hayat başladı yeniden...

Anne, sabırla yavrunun güçlenip hayata katılmasını bekledi. Hafif dokunuşlarla içinde bulunduğu alandan uzaklaştırdı ilkin... Ardından sabırla yavrunun kendi başına hareket edebilmesi için bekledi bir süre... Asude bir bekleyişti tanık olduğumuz... Doğanın işleyişine teslim olmuş bir bekleyiş...

Yavrunun hayata tutunma çabası, öğrenme gayreti ise görülmeye değerdi. Doğumdan sonraki ilk saat içinde büyük bir gayret gösteren; ancak kasları henüz yeterince güçlenmeyen, düşlediği hareket gücüne kavuşamayan yavru sendeliyor; kayıp düşüyor ama yılmıyor yeniden toparlayıp yine deniyordu. İnanılmaz bir dayanıklılık testinden geçercesine...

Yavaş yavaş yavrunun biraz daha güçlenip kaslarını kontrol edebildiğini net bir şekilde görebiliyordum. İlkin emme güdüsünün o karşı konulmaz dürtüsüyle annenin bacaklarından başlayarak; değdiği her noktada sütü arıyor yavrunun dudakları istemsizce... Anne, yumuşak dokunuşlarla bir yandan yavruyu doğum izlerinden temizlerken; bir yandan da yavruyu sütün menşeine doğru yöneltiyor. Sonunda biraz yorgun ama keyifle; annenin memesinden ilk sütünü, ab-ı hayat içercesine yudumluyor yavru... İlk andaki acemice emme refleksi bir kaç saatin ardından yerini daha uzun soluklu bir emmeye bırakıyor. Anne genlerinde, koruyup yüreklendirme becerisini taşırken; yavru hayatta kalabilmesinin sırrının bu ilk sütte gizli olduğunun bilincinde...


Kolostrum sütü, antikor ve immunglobulin bakımından zengin olması itibariyle yavruyu reel dünyaya ayak bastığı ilk günlerde, her türlü etkiden uzak tutma gücünü içinde barındıran çok güçlü bir etkiye sahip... Her ikisi de bu gücün farkında gibi: Yavru emmede ısrarlı; anne ise yavruyu emzirmekte sabırla... Bunun sonucu çok net bir biçimde yavrunun hareketlerine yansıyor. Anbean yavrunun kaslarının güçlenip ayakta daha dengeli, daha güçlü durabildiğini görmek inanılmaz derecede mutlu ediyor beni...


Anne Saanen keçi yavrusuyla hemhal iken, sürünün diğer elemanları meradaki günlük rutinlerini sürdürüyorlar. Çiftlikte hiç bir telaşa mahal yok. Herşey onların doğal seyirlerine göre şekil alıyor. Sadece sağım saatinde biraz yoğunluk gözleniyor. Bakıcılarının ardından birer birer sağım sırasına giriyorlar yine de...


Sürüdeki diğer keçiler birer birer sağılmaya giderken; anne ayrıcalıklı bir konumda merada karnını doyuruyor. Bir yandan da asla yalnız bırakmadığı yavrusunu gözlemekten geri durmuyor. Güneşin batışına dek anne tüm zerafeti ile bu bekleyişini sürdürüyor. İnsanın ömründe en az bir kez, böylesi olağanüstü bir sahneye tanık olması gerek... Yaşam temposu içinde olağan addedilmekle birlikte; gerçekte müthiş bir varoluş ve tekrarlanma döngüsü olan böylesi bir olaya tanık olmak, gerçekten çok büyük bir lütuf...

3 yorum:

mine dedi ki...

kucaklayası geliyor insanın o mini mini yavruyu, çok tatlı fotoğraflar içim açıldı teşekkürler

Süt Dilimi dedi ki...

Ben de ilginize teşekkür ederim.

ArZu dedi ki...

Minik yavru çok güzel. Bugünün kasvetli havasını bir nebze de olsa dağıttı.
Keçi sütü ve peyniri temin etmek istersek nasıl bir yol izlememiz gerektiğine dair bilgilendirebilir misiniz? Ya da böyle bir imkan var mı diye sormak daha doğru olacak sanırım...