9 Haziran 2010 Çarşamba

Yağmurun Ardından...

Günlerdir şehri etkisi altına alıp, nefes almamacasına yağan deli yağmur ve yoğun sis, birkaç gündür çiftliği de yoğun şekilde etkiledi. İlk andaki şaşkınlık ve telaş atlatılıp yaşayanları ve hayvanları etkileyebilecek ne varsa kontrol altına alındıktan sonra yağmurun keyfi hissedilmeye başlandı. Şehirdekinin aksine çiftlikte sisin ve yağmurun yansıması öylesine farklı ki... Her daim gizleyen bir etkiye sahip; gizliyor ve o büyülü tülün ardından karşı yamaçtaki evler gerçekten var mı; yoksa bu bir yanılsama mı ayırt edemiyor insan!.. Bu pitoresk yapı, gerçekten de görülüp yaşanmaya değer; yağmur ise inanılmaz yakışıyor çiftliğe... İnsanı da doğayı da arındırıyor su... Yağmurun, yaprakları yunup arındırdığını görmek iyi geliyor ruhuma.Tazelenişi hissetmek...Olgunlaşması için gözünün içine baktığımız eriğin üzerindeki buğu...

Bulutlarların tekrar gökyüzüne doluşmaya başlaması, gezintiden dönen kazların su birikintilerindeki suya dalıp çıkışları, tavuk ve horozların ise iç mekanın loşluğunda kalmayı yeğlemeleri... Çiftliğe geçen hafta hediye olarak gelen iki ördek yavrusunun rüştlerini ispat edip komüne katılma hakkı elde etmek için bekleme döneminde oluşları... Toprağın kokusu... Kuşların vadinin derin sessizliğine inat, durmayan cıvıltıları... Puhu kuşu*nun ağaçlara çarpıp yankılanan sesi... Hepsi öylesine dinlendiriyor ki insanı...


Saanen keçileri ise- kazların aksine- meraya çıkarılmayıp ağılda kaldılar yağış boyunca... Yağmurun dindiği zaman dilimlerinde kısa süreli havalandırma periyotları yetti Saanenlere... Güneşin yüzünü göstermesiyle yine o yemyeşil meraya karışacaklar nasılsa... Bir süreliğine taze otun yerini kuru ot ve kesif yem alacak; ne gam!.. Ardından güneşin yeniden ışıldamasıyla, taze filizlerden ve çalılardan nasiplerini alarak sütleri kıvamını bulacak yeniden...


Keçi peyniri yapımı ise yağmur çamur dinlemiyor; sürüp gidiyor. Son peynir çalışmamda, bugüne kadar kullanmadığım farklı bir tür peynir denedim. Maasdam peynirini rendeleyerek elde ettiğim kültürle ön mayalama yaptıktan sonra klasik peynir mayasını ekleyip mayalamayı sürdürdüm. Elde ettiğim peynirin olgunlaşma sürecinden sonra, lezzeti ve görünümü hakkında yorumlarımı ekleyip sizinle paylaşmayı düşünüyorum.


Bir diğer çalışmada ise, ithal keçi peyniri ve yerli eski kaşar peynirinden elde ettiğim kültür ile ayrı ayrı ön mayalamaya tâbi tuttuğum sütleri; ön mayalama süresi sonunda biraraya getirip birlikte mayaladım. Sonucu ben de merak ediyorum. Bakalım lezzeti diğer peynirlerin lezzetini aşabilecek mi?..
*Puhu kuşu sesi için link vermeye çalıştım; fakat site direkt yönlendirme yapmıyor.

6 yorum:

mine dedi ki...

bu güzel fotoğralar ve yazılarla sanki kendimi masallarda hissediyorum evet ben de büyükçe bir toprak ve tüm ailemle birlikte yaşabileceğim bir ev istiyorum
: =))
sevgiler

ziya dedi ki...

Eveet sonunda bir iki satır yazmayı becebileceğim sanırım.
Evvela Gürkan Bey'e teşekkürle başlamalı söze... Zira enginlerden sütten peynire yolculuğun bu kadar güzel anlatımı, nice insana tad verdi, coşturdu, yüreklendirdi. Var olun, sağ olun. Elinize, dilinize sağlık.
Süt dilimine gelirsek bir haller olduğu kesin bir yerlerde. Ama sütün yoğurda peynire dönüşürken varolan sessiz derinliğinden ırak ne yalan söyleyeyim! Bir telaş, bir neşe, bir yorgunluktur gidiyor. Anlamadığım ise biraz yoğurt, biraz peynir alıp gidiyor o yorgunluğu! Sırrı ne ola acep?

ArZu dedi ki...

Fotograflar cok guzel. En kisa zamanda sizi ciftlikte ziyaret etmeliyim :)

Gurkan dedi ki...

Okurken yağmuru yaşadım; bu kadar güzel bir anlatım olabilir. Elinize ve dilinize sağlık.

Ziya bey, Ben teşekkür ederim, amacım zaten süt ve peynir bilincinin yeniden canlanması ve evlerde tekrar yapılır hale gelmesini sağlamak idi. Böylece bu değerlerimiz unutulmamış olacak. Bir nebze başarılı olduysam ne ala.

Sırrını ben de çözemedim. Gece 3'e kadar peynir yapmak ile uğraşıp, birde üstüne tüm mutfağı temizleyip yatıyorum, gene de sabaha bir yorgunluk olmuyor. Bir de çiftliğim hayvanlarım olsa hiç uyumayacağım herhalde :-))

Süt Dilimi dedi ki...

Gürkan Bey, inceliklerle dolu övgüleriniz için çok teşekkürler... Ziya Bey'in de belirttiği gibi sütün canlılığı, neşvesi yapılan işe yansıyor. Sizler burada olup; paylaşılacak zemine her daim ulaşma şansımız olduktan sonra bilginin artarak büyüyeceğine inanıyorum. Teşekkür ederim.

beste dedi ki...

yagmurlar, peyniriniz, sunumu cok hos:) tadi nasildi acaba?